Beslenme, bireylerde sadece karın doyurmak amacıyla gerçekleştirilen bir eylem değil aynı zamanda kişilerin sağlığını korunması ve geliştirmesine katkı sağlaması için bilinçli yapılan bir eylem olmalıdır. Sağlıklı beslenmenin temelini besin öğelerinin yeterli ve dengeli şekilde, doğru miktar ve doğru zamanda alınması oluşturur. Kişileri sağlığı üzerine etkileri büyük olan besin öğelerinden biri de tuzdur.
Tuz, besinlerin doğal bileşiminde bulunduğu gibi, deniz tuzu (deniz suyunun buharlaştırılması ile ve kaya tuzu (halite, göl yataklarından veya toprak altından elde edilir, kurutulur) olarak da elde edilir. Genel olarak tuz sodyum ve klorürden oluşur. Sodyum klorür içeriği tüm tuzlarda (kaya, deniz, sofra tuzu) yaklaşık olarak aynıdır.
Dünya Sağlık Örgütü günlük kişi başı tuz tüketimini 5 gramın altında önermektedir ve bu miktar bir tepeleme bir çay kaşığına (silme bir tatlı kaşığına) denk gelmektedir. Günlük olarak tüketilmesi önerilen bu miktar; gün içinde tüm besinlerimizle aldığımız tuzu (sodyumu) da kapsamaktadır.
Son yıllarda çocukların da tuz tüketiminde artış olduğuna dair bilgiler mevcuttur. Özellikle ayak üstü beslenme, abur cubur tarzı ve tuz içerikli işlenmiş gıda tüketiminin yaygınlaşması çocuklar açısından bu riski gündeme taşımaktadır. Uzmanlara göre, özellikle çocukların tükettiği tatlı bisküvi, kek, puding gibi bazı gıdalarda da yüksek oranda tuz bulunabilmekte ve bu gıdalar “tatlı” olarak görüldüğü için aileler çocuklarının ne kadar yüksek oranlarda tuz tükettiklerini fark etmeyebilmektedir. Çocuklarda 1 yaşa kadar özellikle 9 aydan küçük çocuklarda tuz kullanılmaması önerilmektedir. Tuz alımının 18 ay-3 yaş arası çocuklarda günde 2 gramı, 7-10 yaş çocuklarda ise günde 5 gramı (bir çay kaşığı) geçmemesinin önerilmektedir
Sağlık Bakanlığı Türkiye Beslenme Rehberi’ ne göre; aşırı tuz (sodyum) tüketimi; kardiyovasküler hastalıklar, böbrek hastalıkları, hipertansiyon, inme, osteoporoz ve bazı kanser türlerinin oluşmasına neden olabilmektedir. Tüketilen tuz iyotlu olmalıdır. İyot Yetersizliği; Dünya’da önlenebilir zeka geriliği ve beyin hasarının en temel nedenidir ve önemli bir halk sağlığı sorunudur. İyotlu tuz kullanılmaması çocuklarda büyüme ve zeka geriliği neden olabilir. Pişirme sırasında oluşacak iyot kaybının en aza indirilmesi için, tuz yemeklere pişirme sonrası eklenmelidir.
Sağlık Profesyonelleri, ilgili tüm kurum ve kuruluşlar, gıda ve içecek sektörü, lokantalar, restoranlar ve hatta bireysel olarak; besinlerimizin içerdiği yüksek tuz ve bunun sağlığımıza zararlı etkileri konusunda farkındalığımız yüksek olmalıdır. Ayrıca bireysel olarak da insanların evlerinde yemeklerini hazırlarken daha az tüketmesi ve daha az tuz kullanmasının teşvik edilmesi önerilmektedir.
AŞIRI TUZ TÜKETİMİNİ AZALTMAK İÇİN ÖNERİLER
1. Tuz tüketimi azaltılmalıdır. Bir kişinin günlük olarak kullandığı tuz miktarı 5 gramı (1 tepeleme çay kaşığı veya 1 silme tatlı kaşığı) geçmemeli ve iyotlu tuz kullanılmalıdır.
2. Besin sanayisinde kullanılan ve genellikle ambalajlı besinlerin besin etiketinde yer alan mono sodyum glutamat, sodyum nitrat, sodyum bikarbonat, sodyum sitrat, sodyum askorbat vb. tüm sodyumlu bileşiklerin tüketimine dikkat edilmelidir. Çünkü bunlar besinin tuz/sodyum içeriğini artırmaktadır.
3. Yemek hazırlama, pişirme ve tüketim sırasında ilave edilen tuz miktarı azaltılmalıdır. Hatta besinlerin bileşiminde sodyum bulunması nedeniyle hazırlama ve pişirme sırasında mümkünse tuz eklenmemelidir.
4. Masada yemeklere tuz ilavesi yapılmamalı ve masadan tuzluk kaldırılmalıdır.
5. Hazır soslar (soya sosu, ketçap sos, barbekü sos, tartar sos, salsa sos, hardal, makarna sosu gibi),atıştırmalık ürünler (cips, tahıl bazlı bar, meyve bazlı bar, ekstrüde ürünler, patlamış mısır gibi), tuzlanmış kuruyemişler (fındık, fıstık, ceviz, badem, leblebi, kavurga, kabak ve ayçiçeği çekirdeği, her türlü çekirdek içi vb.), turşu ve salamura (siyah ve yeşil zeytin, sebze turşuları), balık konserveleri, tuzlanmış, tütsülenmiş ve/veya salamura edilmiş et ve balık ürünleri ile aromalı/aromasız, doğal/doğal olmayan mineralli içecekler yüksek miktarda tuz içermeleri nedeniyle az tüketilmelidir.
6. Geleneksel olarak evlerde hazırlanan turşu, salça, tarhana, kurut, yaprak salamurası vb. yiyeceklerin tuz içeriği fazladır. Bu nedenle daha az tüketilmeli ve hazırlarken yüksek miktarda tuz kullanımından kaçınılmalıdır.
7. Salamura ürünlerin tuz içeriğinin azaltılması için suda yıkama ve bekletme gibi işlemler uygulanabilir. 8.Satın alınan işlenmiş ürünlerin etiket bilgisi mutlaka okunmalı, tuzsuz ya da tuzu azaltılmış ürünler tercih edilmelidir.
8. Ambalajlı tüketime sunulan gıdaların içeriği etiket bilgisinden okunmalı ve benzer gıdalarda tuz ve tuz yerine geçen maddelerin miktarları daha düşük olanlar tercih edilmelidir.
9. Ev dışı beslenmede yemeklerin ve besinlerin içindeki tuz miktarı öğrenilerek mümkünse az tuzlu veya tuzsuz hazırlanması istenmelidir.
10. Tuz yerine doğal lezzet arttırıcılar (soğan, sarımsak, baharatlar, limon, sirke, biber vb.) kullanılmalıdır.